Bayburt Saat Kulesi

Bayburt Kalesi’nin hemen önünde yükselen Saat Kulesi, heybetli mimarisiyle şehir merkezinin hemen hemen her noktasından görülmektedir. Cumhuriyetin ilan edilmesiyle yapımına başlanan kulenin inşaatı tam 1 yıl sürmüştür. Muhittin Usta adında bir taş ustası tarafından yapımına başlanmış, Rizeli İbrahim Usta tarafından tamamlanmıştır. Kulenin uzunluğu 21 metreyi bulmakta. Kulenin saati ise İsviçre’den getirilmiş olup, sağlamlığını hala korumaktadır.

1924 yılında Bayburt’un düşman işgalinden kurtulup cumhuriyet yönetimine kavuşması anısına 29 ekim 1924 yılında inşa edilerek hizmete açılmıştır. Bayburt’un Rus işgalinden kurtuluşunu simgelemektedir. Tamamen sarı yontma taştan yapılmış olan saat kulesi cumhuriyet caddesindedir.

Bayburt Coğrafyası

Bayburt Coğrafyası

Bayburt; doğuda Erzurum, batıda Gümüşhane, kuzeyde Trabzon ve Rize, güneyde Erzincan illeri ile komşudur. Anadolu’nun kuzeydoğusunda Çoruh Nehri kenarında kurulmuştur. 3738 km2 yüzölçüme sahip il, denizden 1500 m yüksektedir.

Bayburt İklimi

Karasal iklimin görüldüğü Bayburt’ta mikro klima sayesinde Doğu Anadolu’ya göre daha yumuşak hava koşulları yaşanmaktadır. Bayburt yıllık ortalama 7 derece sıcaklığa sahiptir. Yıllık ortalama 433,4 mm yağış alan ilde, yağışlı gün sayısı 102’dir. En çok yağış ilkbahar mevsiminde düşmektedir. Bayburt’un en sert rüzgarı güneydoğudan esmektedir.

Bayburt Bitki Örtüsü

İlin bitki örtüsü bozkırdır. Çayır ve mera alanları Bayburt’un yüzde 58’ini, orman alanları ise yüzde 4’ünü kaplamaktadır. İl 14.631 hektar ormanlık alana sahiptir. Orman alanlarının 5.305’ini ardıç, kavak ve çam ağaçları, 9.326’sını meşe ağaçları oluşturmaktadır.

Yeryüzü Şekilleri

Bayburt’un yüzde 45’i dağlık alanlardan oluşmaktadır. İldeki önemli dağlar, kuzeyde Soğanlı, yamanlı ve Kemer dağları, doğuda Kırklar ve Çoruh dağları, batıda Köse dağları, güneyde Otlukbeli, Sarıçiçek, Pulur, Divanyurdu, Coşan dağları ve Kop dağlarıdır.

Kaynak: Tüm hakları ”Kuzeydoğu Anadolu Gezi Rehberi”ne aittir. Kısmen yada tamamen kopyalamayınız.

Bayburt Tarihi

Bayburt Tarihine Yolculuk

Bayburt, Doğu Anadolu’yu Karadeniz’e bağlayan tarihi İpek yolu güzerğahında yer alır. Çoruh nehri kıyısında bulunan şehrin tarihi, M.Ö 3000’li yıllara kadar uzanır. Şehir sırasıyla Azziler, Kimmerler, Midler, Persler, Roma, Bizans, Seçuklular, Akkpyunlular, Safeviler ve Osmanlı Devletlerine ev sahipliği yapmıştır. Bayburt, Türklerin Anadolu’da ilk yerleştikleri bir bölge olma özelliğine sahiptir.

Bayburt’ta ilk yerleşimler

Yapılan kazılar, Bayburt’a yerleşen ilk medeniyetin Azziler olduğunu gösterir. Bölge M.Ö.9. yüzyılda Urartular, ardından 770-665 yılları arasında Kimmer ve ”Saka Türkleri” olarak bilinen İskitler’in himayesi altında kalır. Bu kavimlerin özellikle maden işletme sanatında oldukça ileri düzeyde oldukları bilinmektedir.

Kaynak: Tüm hakları ”Kuzeydoğu Anadolu Gezi Rehberi”ne aittir. Kısmen yada tamamen kopyalamayınız.

Bayburt Hakkında

Bayburt; Çin-Trabzon Tarihi İpekyolu güzerğahı üzerinde tarih ile doğal güzelliklerin buluştuğu bir yerdir. Tarih öncesi dönemler de dahil olmak üzere Bayburt bir çok uygarlığa ev sahipliği yaparak bu uygarlıkların izlerini günümüze taşımıştır. Bu nedenle Bayburt’un tarihi koridorlarında yürürken çok zengin bir kavimler mozaiğini görürsünüz.

Bayburt is a palce where historical and natural beauties come together on Chine-Trabzon historical Silk route. Bayburt hosted many civilizations including prehistoric periods and brought traces of these civilizations to present. For this reason, while walking in the corridors of Bayburt, you will see a verty rich mosaic of tribes.


Kırk Keçi Hikayesi

1054’de Bayburt Türkler tarafından fethedilmek istenir. Fakat kaleyi düşürmek zordur. Türk yiğidi Bey Böyrek ise zaman zaman kale kumandanlarının kızı ile buluşmaktadır. Bey Böyrek kızla daha kolay buluşma yolları arar. Kale komutanı ateşten çok korkmaktadır. Kız babasının bu zaafını Bey Börek’e söylemiştir. Sıra kalenin fethine gelince, Bey Börek kızın sözlerini hatırlar. Gece olmasını bekler. Çevre köylerden kırk keçi toplar. Herkes buna hayret eder. Bunca asker bunu yapamadı, keçiler mi yapacak şeklinde söz edilir. Gece olduğu zaman Bey Börek keçilerin her bir boynuzuna bir mum bağlar. Mumları yakıp kaleye doğru yürürler. Kalenin gözcüleri mumları yangına benzetir ve derhal komutanına koşarak kalenin çevresinde yanan ateşler gördüklerini söylerler. Komutan hemen kalenin kapılarını açar ve kaçıp canlarını kurtarmalarını önerir. Kapıların açılmasıyla kale boşalır. Türklerde kolayca kaleye girerler.

Forty-Goat Story

In 1054, Turks wanted to conquer Bayburt. However, it is difficult to conquer the Castle. Turk valiant Bey Börek met daughter of castle commander from time to time.Bey Börek searches for ways to meet girl more easily. Commander of castle is very afraid of fire. She said her father’s weakness to Bey Börek. When it was time to conquer the castle, he remembers words of the girls. Waits for night. Collects forty goatsfrom close villages. Everyone amazed with that. People say ”All these soldiers couldnt do it and will goats do it?” At nigh, Bey Börek ties a candle to each horn of the goats. He lisghts the candles and walks towards the castle. Spotters of the castle suppose this a fire. Immediately they ran to the commander and said they saw fires around the castle. Commander immediately opens the doors of the castle. Recommends to run and recover their lives. When doors open, castle discharges. Turks can easily enter the castle.

Kaynak: Bayburt İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü

Çimağıl Mağarası

Bayburt il merkezine yaklaşık 35 km. mesafede Aşağı Çimağıl Köyünde, Taşın dibi mahallesinin 1500 metre doğusunda, 2450 metrelik yüksekliktedir.

1100 metre uzunluğunda ve 11 bölümden oluşan Mağaranın tavan yüksekliği yer yer 30 metredir. Mağarada küçük su birikintileri, sarkıtlar, dikitler,org desenli duvarlar,mağara içleri, mağara çiçekleri , traverten basamakları, fil kulaklıkları bulunmakta ve doğal yapısıyla eşsiz bir manzara oluşturmaktadır. Mağaranın girişi ve ilki büyük salonda su yoktur. Kremalı oda ve hayaletler odasında küçük su birikintileri vardır. Mavi odanın sonunda ise 5 metre uzunluğunda ve 20 metre eninde bir gölcük bulunur.

Mağara içerisinde çok az hava harekeyi vardır. Girişte kuru olan hava iç kısımlarda nemlidir.

MAĞARANIN YAPISI

Mağara genel olarak güney – kuzey doğrultuludur. Mağaranın ağız genişliği 20m kadar olup, mağara girişi içeriye doğru 30  metre derinliğe sahiptir.

Buradan itibaren 60 ile 150  cm arasında çapı olan giriş kanalı ( 1.koridor) 60m devam eder. Buradan 15 derece eğimle,25 kotuna kadar inen, tavan yüksekliği 15  m olan büyük salona girilir. Giriş salon 3 ana kola ayrılır. Bu kollardan doğu-  batı yönünde 20 derece eğimli 100 metrelik bir kolla (2. koridor ) ilerledikten sonra 55 derece eğimle 50  m sonra kuzey – güney  doğrultulu kremalı odaya girilir. Kremalı odanı salonun 90 m uzunluğundan, 15  m yüksekliğindedir. ikinci kol kuzeybatı – güneydoğu  yönünde 140  m ( 3. koridor ) ve 20 derecelik meyille devam eder. Üçüncü kol (3. koridor) kuzey- güney yönünde 70  m 25 derecelik eğimle giderek 40 kotunda küçük odaya ulaşır. Geçiş salonu şeklinde olan bu odanın kuzeydoğu yönünde ( 4. koridor) 40 m gidince mağaranın en büyük salonu olan hayaletler odasına varılır. Hayaletler odası; 160 m uzunluğunda, 70  m genişliğinde ve 12 m yüksekliğindedir. Odada vali köşkü ve kainat sofrası adında oluşumlar vardır. Vali köşkü; sarkıtların üzerinde çatı şeklinde oluşan travertenlerden meydana gelmiştir. Dikitler üzerinde sofra şeklinde travertenlerden meydana gelen kainat sofrasının kenarları ise mağara gülleri ile çevrelenmiştir. Hayaletler odasının kuzey ucundan devam edilerek 100 metrelik 20 derece eğimli kolla (5. koridor) 80  m genişliğinde 20  m boyundaki mavi odaya varılır. Mavi odada küçük bir gölde bulunmaktadır.
ULAŞIM: Bayburt – Erzurum ana tur güzergahının 20.  km sinden maden mevkiinden masat deresine ayrılan yol takip edilerek aşağıÇimağıl köyüne oradan da mağaraya stabilize yolla ulaşılır.

Bayburt Evleri

Genellikle 2 veya 3 katlı olarak yapılan evler, “ Kırman” denilen çatıyla örtülür ve çatını ortasından gelen ışıkla aydınlatılır. Evler; oda, avlu, sofa gibi bölümlerden meydana gelir. Dam denilen ağır ve samanlık bölümü olan “Merek” evin tamamlayıcı unsurudur.

Binanın alt iki katı taştan, üst katı ise ahşap ve çamurun karışımı olan harpuştadan yapılır. Temel  yapı malzemesi ile Bayburt’tan çıkarılmakta olan uluslararası pazara da  sunulan “ Bayburt Taşı”dır. Bayburt evinde bunların yanı sıra terek, kurun, tecir, kerhiz,çaytaşı, ambar,yüklük, ocak,kahvelik, keyveni direği,fort bacası hepen, güvercin bacası, kırman gibi isimlerle anılan bölümlerde bulunmaktadır.

Kavalar evi ve yeni inşa edilmiş olan Bayburt konağı yerel mimari özelliklerini sergileyen önemli eserlerdir.

Bayburt Kalesi

Anadolu Tarihinin kavşak noktalarından oluşturduğu köprü ile günümüze ışık tutarak şehrin kuzeyinde, çocuğunu gözünden sakınan ve göğüsüne yaslanmış bir ana gibi Bayburt’u bağrına yaslayan ve ilk günkü görkemini hala sürdüren Bayburt Kalesi’nin yapılış tarihi kesin olarak bilinmemektedir.

Ancak çeşitli kaynaklarda M.S.58’lerde inşa edildiği, daha sonraları da değişik dönemlerde onarım gördüğü anlatılmaktadır. Uzak doğuya giderken Bayburt’a uğrayan ünlü İtalyan Gezgin Marko POLO (1254-1324) Bayburt Kalesinin çok sarp ve görkemli bir yapı olduğunu belirtmektedir.

(S. Karakoyunlu B.Tarihi S.98) Evliya Çelebi’de 1647 yılında Bayburt’a geldiğinde; Kaleyi yalçın kaya üzerinde çok büyük ve ihtişamlı bulduğunu belirterek, duvar yüksekliklerinin 30-40 metrelerde olduğunu, ayrıca kalenin biri doğuya bakan üç kat ” Demir Kapı”, Batıya bakan” Nöbethane” adında iki kapısı ile üç kapıya sahip olduğunu belirterek, kalenin dışında şehirde bin kadar toprak üstlü ev bulunduğunu, şehrin (Ondokuz Müslüman ve Yedi Ermeni Mahallesi) 26 Mahalleden meydana geldiğini seyahatnamesinde anlatır.

Bayburt Kalesi yaklaşık 1671 metre rakımında bulunması nedeni ile tarihi yaşamı içerisinde stratejik önemini yitirmemiştir. Kale altıgen üzerinde yapılmış ve iki kat surla çevrilmiştir. İç ve dış surlar arasında yaklaşık 100 metre mesafe bulunmaktadır. Kale burçlarının yüksekliği 12 metre, surların yüksekliği ise 30 metredir. Çoruh nehri ise kalenin en sarp ve ulaşılamayan bölümünü kucaklamıştır. İki katlı kale burçlarının birinci katında görevli muhafızlar ve komutan yerleri, ikinci katında ise düşman gözetleme yerleri bulunmaktadır. Kale içerisindeki yapılar; Koğuşlar, Hapishane, Ambar, Su depoları (Sarnıçlar) ve Hamam olarak göze çarpmaktadır. Ayrıca surlar üzerindeki mazgallar ve siperlikler birbirini takip etmektedir.

Kalenin ikinci surun doğuya bakan yüzünde sanat değeri yüksek more, mavi ve yeşil çini kalıntıları görülmektedir. Bu çiniler güneşin doğuşu esnasında yansıttıkları güneş ışınları ile adeta bir renk ve ışık cümbüşü oluşturduğu halk arasında söylenmektedir. Bu çinilerden dolayı kaleye Çinimaçin Kalesi de denmektedir.

Kale; Urartular, Mahalli prenslikler, Bağratlar, Romalılar, Ermeniler, Bizanslılar, Müslüman Araplar ve Trabzon Komnenonsları gibi uygarlıkların izlerini günümüze taşımış doğunun en önemli eserlerindendir. Kalede çeşitli dönemlerde tamirler yapılmıştır. Son olarak kalede en büyük onarımı Türkler gerçekleştirmiştir. Kale çevresi yaklaşık yaklaşık 3 km’dir. Kapladığı alan ise 0,15310 km2’dir. Kalenin en geniş kısmı 900 metre, en dar kısmı ise 500 metredir. Kalenin güney batısında Ebul Fetih Camii bulunur. Ayrıca kalede en tanınır durumdaki yapılardan olan kilise hakim bir noktada bulunmaktadır. Bu nedenle kale inanç turizmi yönünden de önem arz etmektedir. Kalede oturan halk 14. y.y. da Kanuni Sultan Süleyman döneminden sonra güvenli ortam oluşunca şehre inmeye başlamıştır.

1828-1829 Osmanlı Rus harbinde Rus Ordusu kaleyi tahrip ederek çekilmiştir.

Kaynak: Bayburt İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü